Bilinmeyen Adamın Öyküsü Özet
Bir adam kralın sarayına gider ve bir tekne ister. Ne istediği, bilinmeyen bir adayı keşfetmektir. Ancak bilinmeyen adalar yoktur, herkes ona der. O, böyle bir adanın kendisini beklediğine inandığı için talebinde ısrar eder. Sarayda çalışan bir kadın ona inanır ve sonunda ona eşlik eder. Eski bir masal gibi mi geliyor? Belki de, ancak daha önce Saramago okumadıysanız. Onun kurgusu her zaman politik bir dokunuşa sahiptir. Bir solcu mu? Evet, ancak eski Sol yazarlarından çok farklı; aslında farkı, ironisinde yatıyor. Bu, başka bir Portekizli olan Fernando Pessoa’da veya Lima Barreto ve Mário de Andrade gibi Brezilyalı yazarlarda bulduğumuz türden bir mizah. Gerçekten de, Bilinmeyen Adanın Hikayesi’nin ilk sayfasında, İber rejimlerine özgü bürokrasinin alaycı referanslarına rastlarız, İspanyolca ve Portekizce konuşulan Amerika’da hala sağlıklı olmayan bir bürokrasi.
Saramago derinden Portekizlidir ve Portekiz, denizcilik tarihi sadece önemli değil, belirleyicidir. Çok küçük, fakir bir ülkeye büyük bir sömürge imparatorluğu veren bilinmeyen toprakların arayışı, destanlarında tekrarlanan bir tema. (Bu arada, 2000 yılı, Pedro Alvares Cabral tarafından Brezilya’nın keşfinin beş yüzüncü yıldönümünü işaret ediyor.) Ancak Saramago’nun teması ulusal onur değil, sağlam veya sağlam olmayan. Onun adası bir metafor ve kahramanı toprak değil, aşkın keşfi.
Tüm bunlar, Saramago’nun zarif, neredeyse barok tarzıyla birleştiğinde, bu küçük kitabı bir mücevher haline getiriyor.