Üstkurmaca, klasik anlamdaki (postmodernite öncesi) tüm kurmaca türlerine atıfta bulunan bir kurmaca türüdür. Gerçek ile kurmaca arasındaki ilişkiyi sorgulamak/sorunsallaştırmak için bilinçli ve sistemli olarak dikkati, anlatının bir kurmaca olduğuna çeken bir türdür. Üstkurmaca, okurlara, bir kurmaca ürünü okuduklarını unutmalarına izin vermez. Bu tür, genellikle ironi ve yazarın anlatıya müdahalelerini içerir (yazarın da karakter olması gibi). Günümüz tiyatrosuyla karşılaştırılabilir; günümüz tiyatrosu, seyircinin bir oyun seyrettiğini unutmasına izin vermez. Üstkurmaca da okurlara, bir kurmaca ürünü okuduklarını unutmalarına izin vermez.
Üstkurmaca ilk kez modern ve postmodern edebiyatla ilişkilendirilmiştir; ancak, üstkurmaca ögelerine Cervantes’in Don Kişot’unda ve hatta 14. yüzyılda yazılan Chaucer’ın Canterbury Hikayeleri’nde de rastlamak mümkündür. 1960’ların başlarında John Barth, Robert Coover ve William H. Gass gibi yazarlarca göze çarpmaya başlamıştır. Ayrıca, Fransız roman yazarları, “Nouveau Roman” adlı bir kurmaca türü oluşturmuşlardı. Bu “yeni roman” edebiyatı, üstkurmaca tekniğini “roman nedir?” sorusunun tanımını geride bıraktı ya da tekrar sorgulanmasına yol açtı. Nouveau Roman, romanın genelgeçer kurallarından sıkılması muhtemel okurlar için ortaya çıkarılmış bir roman türüydü.
Üstkurmaca’yı gösteren bazı özellikler şunlardır:
- Kendi içinde bir kurmaca anlatan bir kurmaca (örneğin, Hamlet’in babasını amcasının öldürüp öldürmediğini anlamak için düzenlediği oyun sahnesi).
- Roman yazan bir insanı anlatan bir roman (Secret Window, Secret Garden, At Swim-Two-Birds, Atonement, The Curious Incident of the Dog in the Night-Time).
- Roman okuyan bir insanı anlatan bir roman (Neverending Story, If On a Winter’s Night a Traveler).
- Kendi içinde başka bir romanı anlatan bir roman (Sophie’nin Dünyası).
- Başlık, paragraf ya da olay örgüsü gibi hikâye türünün belli başlı kurallarına göndermeler yapan hikâye (*John Barth’ın Lost in the Funhouse’u).
- Linear olmayan bir roman (kurgusu başı, gelişme bölümleri ve sonu şeklinde sistemli olarak ilerlemeyen), olay örgüsünün ortadan ya da sonundan başlanarak anlatıldığı bir roman (*B. S. Johnson’ın The Unfortunates’ı, Julio Cortázar’ın Rayuela’sı).
- Olay örgüsüyle ilgili dipnotlar (anlatım devam ederken yazarın araya girip kendi fikirlerini dile getirmesi) (Pale Fire, House of Leaves).
- Yazarın da romanın bir karakteri olması (sık sık araya girerek fikirlerini dile getirmesi yazarı da olay örgüsüne katar) (A Series of Unfortunate Events, Life of Pi, Everything Is Illuminated, John Fowles’ın Fransız Teğmenin Kadını’ı).
- Kurmaca bir hikâye okuyan karakterin olduğu bir film (The Princess Bride, Disney Channel’ın Life is Ruff’)