Ağlayalım Atatürk’e
Ağlayalım Atatürk’e
Bütün dünya kan ağladı
Süleyman olmuştu mülke
Geldi ecel, can ağladı
Doğu batı cenup şimal
Aman tanrı bu nasıl hal
Atatürk’e erdi zeval
Memur mebusan ağladı
Atatürk’ün eserleri
Söyleyecek bundan geri
Bütün dünyanın her yeri
Ah çekti, vatan ağladı
Fabrikalar icat etti
Atalığın ispat etti
Varlığın Türke terketti
Döndü çarh devran ağladı
Bu ne kuvvet, bu ne kudret
Var idi bunda bir hikmet
Bütün Türkler İnön’İsmet
Gözlerimiz kan ağladı
Tren hattı tayyareler
Tükler giydi hep kareler
Semerkant’la Buharalar
İşitti her yan ağladı
Siz sağ olun Türk gençleri
Çalışanlar kalmaz geri
Mareşalin askerleri
Ordular tümen ağladı
Zannetme ağlayan gülmez
Aslan yatağı boş kalmaz
Yalnız gidenler gelmez
Her gelen insan ağladı
Uzatma Veysel bu sözü
Dayanmaz herkesin özü
Koruyalım yurdumuzu
Dost değil, düşman ağladı
Aşık Veysel
***
ATATÜRK’ÜN HEYKELİ
Kanonika’ya,
Elbette bilirsin, onu herkes gibi kimdir,
Lakin onu sen anlayamazsın o; bizimdir.
Bilmem ki bu ellerle o temsil edilir mi?
Her ne ise… Nedir malzemen, taş mı, demir mi?
Mermerse eğer cansız olan kalbine nur at.
Yok tunç ise bünyanı, avuçlarla alev kat.
Yıldızları meczet gece renginde demirse,
Yansın içi nisyan O’nu, haşa, kemirirse.
Ay yıldız urukunda, fecirler avucunda,
Bir meş’ale olsun kürrenin her bir ucunda…
Nabzındaki kan taştaki nabzında da vursun;
Gökten iniyormuş, uçuyormuş gibi dursun!
Dikkatle bakıp seçmeyelim kol mu kanat mı?
Dinlediği bir dal mı zemin, bindiği at mı?
Sırtında huruş eylesin, uçsunda şafaklar,
Tarihe “benimdir” diye bassın o ayaklar.
Hür başların iclali biriksin de başında,
Kurtardığı bayrak alev olsun bakışında.
İnsan boyu olsun fakat eflake sürünsün,
Göğsünde de bir milletin eb’adı görünsün.
Dağ parçalarından da mehip olsun omuzlar
Sırtında bütün mamelekim var, vatanım var.
Mithat Cemal KUNTAY
***
GİDİYOR
Gidiyor, rastgelemez bir daha tarih eşine,
Gidiyor, on yedi milyon kişi takmış peşine.
Gidiyor, sonsuz olan kudreti sığmaz akla,
Gidiyor, göğsünü çepeçevre saran bayrakla.
Gidiyor, izleri üstün birikmiş yaşlar,
Gidiyor, yerde kılıçlarla eğilmiş başlar.
Gidiyor, harbin o en korkulu aslan yelesi,
Gidiyor, sulhun ufuklarda yanan meşalesi.
Yine bir devr açacakmış gibi en başta O var,
Hıçkıran seste O var, sessiz akan yaşta O var.
Siliyor ruhunun ulviliği fani etini,
Çiziyor ufka batan bir güneşin heybetini.
Büyüyor, gökten inip toprağa yaklaştıkça,
Büyüyor gitgide gözlerden uzaklaştıkça…
Orhan Seyfi Orhon
***
BÜYÜK MİSAFİR
Bir sevinç incilemiş gözleri yaşlar yerine,
İzi üstünde gül açmış kapanan her yaranın.
Bir bahar yağmuru halinde derinden derine
Çağlıyor her yanı alkışla yeşil Marmara’nın.
Bu misafirdir, inan memleketin neyse varı,
Böyle bir yüz mü görür bir daha fâni ömrün?
Gelin ay Bahr-i Muhit’in köpüren dalgaları,
Kırk asırlık yolu bir hızda alan Türk’ü görün
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
Bu sayfada 10 kasım şiirleri, 10 kasım ile ilgili şiirler, atatürk ve 10 kasım şiirleri, 10 kasım ve atatürk şiirleri bulunmaktadır.