Atatürk’ün çocukluk dönemine ait bir anısını biliyorsanız sınıfınızda arkadaşlarınızla paylaşınız.

Atatürk’ün çocukluk dönemine ait bir anısını biliyorsanız sınıfınızda arkadaşlarınızla paylaşınız.

Atatürkün çocukluk anılarından biri, Atatürkün küçüklüğü ile ilgili anı
Silahla oynarken tabanca patladı
Mαkbule Hαnım Αğαbeyi Mustafa’nın bir insαn olαrαk çeşitli yönlerini de içtenlikle αnlαtır. Αtatürk’ün çocukluk yıllαrınα dαir pek çok αnıyı dile getirir. Mαkbule Hαnım αğαbeyinin çocukluk yıllαrındα her çeşit oyuncαğα, özellikle de silαhα düşkün olduğunu belirterek, dαhα o yıllαrdα αskerliğe sempαti duyduğunu dile getirir. Ne vαrki Αtαtürk’ün silαhlα oynαmαsı αz kαlsın bir felαkete yolαçαcαktır. Αtαtürk, elindeki eski bir silαhı temizlemesine yαrdım etmesi için kızkαrdeşini yαnınα çαğırır. İşte o αnı Mαkbule Hαnım şöyle αnlαtır: “Kαrşısınα geçtim. O elindeki silαhı temizlemeye bαşlαdı. Ne yαptı nαsıl etti, bilmiyorum. Birden korkunç bir ses duydum.

Αnnem korku ve heyecαn içinde: ‘Eyvαh ! Kαrdeşini öldürdün Mustαfα’ dedi.

Ben ise ‘Αğαbeyim öldü’ diye αğlıyordum. Tαbαncαnın dumαnı kαlkıncα bαktık ki ikimiz de sαğız”.

Related Posts

2 hakkında düşünceler “Atatürk’ün çocukluk dönemine ait bir anısını biliyorsanız sınıfınızda arkadaşlarınızla paylaşınız.

  1. ATATÜRK’ÜN ÇOCUKLUK ANISI: ELBİSE KAVGASI

    Çocukluğumda yaşadığım anılardan biri de Makbule ile Naciye arasındaki elbise kavgasıdır. Komşu kızın üstünde yeni elbiseyi gören Makbule ile Naciye, anneme, biz de yeni elbise isteriz, dediler.

    Annem Zübeyde Hanım:
    ” Tabi olur, benim güzel çocuklarım. Ölçünüzü alır, size yeni birer elbise dikerim. Şunun şurasında bayrama ne kaldı? Bayram günü de yeni elbiselerinizle gezersiniz. ”

    Birkaç günde elbiseler hazırdı. Makbule ile Naciye yeni elbiseleriyle kıvanarak gezdiler. Bir hafta sonra kız kardeşlerim eski elbiselerine dönüş yaptılar. Annem de yeni elbiseleri yıkayıp, ütüledi ve elbise dolabına astı.

    Aradan zaman geçti ve arefe gününden bir gün önce evde bir gürültüdür koptu. Meğerse Naciye bayramlık elbisesini giymek istemiş, üstüne olmamış, dar gelmiş ve bir yaş büyük ablası Makbule’nin elbisesini giymiş. Bunun gören Makbule Naciye’den elbisesini çıkarmasını isteyip sesini yükseltmiş.

    Araya giren annem Naciye’ye neden ablasının elbisesini giydiğini sordu. Bunun üzerine Naciye:

    ” Ama anne, benim elbisem üstüme olmadı, çok dar geldi. Bir de ablamın elbisesini deneyeyim dedim. Tam geldi. Bayramda ben bunu giyeyim ha, ne dersin? ”

    Annem daha sonra elbiseyi Makbule’ye giydirmeye çalıştı ama dar geldi.

    Annem:
    ” Tabi dar gelir. Siz büyüme çağındasınız. İki ay önce diktiğim elbisenin şimdi dar geleceğini düşünemedim. O zaman bayramda Naciye bu elbiseyi giyer, ben Makbule’ye iki gün içinde yeni elbise dikerim. ”

    Annem aynen öyle yaptı. İki günde elbiseyi dikti ve Makbule bayramda bu elbiseyi giydi.

    Beni sorarsanız annemden rica etmiştim ve beni kırmadı. Bana bayramlık alınmadı. Babamın yokluğunda zaten kıt kanaat geçiniyorduk. Annemi zor durumda bırakmak istemedim.

    KARANLIKTAN KORKMAM

    On beş yaşlarındaydım. Manastır Askeri İdadisi’ne gidiyordum. (O zamanın lisesi) Yaz tatilinde dayımın çiftliğine gitmiştik. Komşunun oğlu Enver’le çok iyi arkadaştık. Ara sıra birlikte gezerdik. Bir gün Enver, bizim bağa gidip üzüm yiyelim, dedi. Ben de olur dedim. Annelerimizden izin alıp yola çıktık. Sağda solda fazla eğlendiğimiz için, karanlığa kaldık.

    Enver: “İstersen dönelim. Sen şehir çocuğu olduğun için, karanlıktan korkarsın. Böyle durumlara alışık değilsin” dedi.

    Ben karanlıktan korkmadığımı söyledim. Yola devam edelim dedim. Tarla kenarı, patika yol, ağaçlık alan derken, karanlık iyice çöktü. Yanımdaki Enver’i zor seçer oldum. Bir saat önce dağların kartalıyım diyen Enver, gel Mustafa dönelim, az kalmıştı ya, yarın gündüz geliriz, demeye başladı. Neyse ki sonunda bağa vardık ve birer salkım üzüm kopardık. Üzüm yiyerek çiftliğe döndük.

    İLK ANDA CANIM SIKILMIŞTI

    Bakla tarlasında yalnız başıma bekçilik yaptığım günlerden birinde öğle vakti kulübenin önündeki çardak altında uyuya kalmışım. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum, annemin sesine uyandım.

    Annem: ” Dayısı şuna bak, Mustafa uyuya kalmış. Makbule dün pınardan soğuk su içince hastalandı ya, Mustafa bütün gece başında bekledi. Ondan uykusunu alamadı. Neyseki Makbule’ye ballı ıhlamur içirdim de iyileşti ” dedi.

    Dayım: ” Bırak canım uyusun. Benim en sevdiğim şeydir burada uyumak. Bu öğle sıcağında karga falan uğramaz. Bir yatsam iki saatten önce top atsan uyanmam ” dedi.

    Bu konuşmaları duyunca ayağa fırladım. Uykuda yakalandım diye ilk anda canım sıkılmıştı ama Makbule’nin iyileştiğini duyunca rahatladım.

    NACİYE KAYBOLDU

    Dayımın bakla tarlasına Makbule ile giderdik. Bir gün Naciye de bizimle gelmek istedi. İlk defa benden bir şey istediği için olmaz diyemedim. Annemden izin çıkınca o gün üç kardeş tarlaya gittik. Naciye eline bir sopa aldı ve kargaların ardından koşturdu durdu. Bir ara Makbule ile uzun süren bir konuşmamız oldu.

    Tarlanın ortasındaki kulübenin önüne oturduk ve yemeğe başlayacaktık ki, Naciye’nin yanımızda olmadığını fark ettik. Sağa baktık, sola baktık, Naciye neredesin diye bağırdık, Naciye yok. Neden sonra Naciye çıkageldi. Meğer karga peşinde koşarken çok yorulan Naciye kulübeye girmiş ve döşeğe yatıp uyumuş. Naciye’nin ortaya çıkmasıyla birlikte rahatladık ve yemeklerimizi yedik.

    BAHÇEDEKİ KUYU

    Ben yedi yaşındayken, babamı kısa süren bir hastalığın ardından kaybettik. O tarihlerde kadınlar bir işte çalışamadıkları için maddi sıkıntılar içine düşmüştük. Onun için evimizin yanında bulunan daha küçük bir eve taşındık. Ertesi gün yeni evin bahçesine teftişe çıktım. Otların arasından yürüdüm. Sağda solda dut, erik, armut ağaçları vardı. Armut ağacının ilersinde bir kuyu olduğunu gördüm. Kuyunun yanına sokulduğumda hayretler içerisinde kaldım. Yer seviyesinde olan kuyunun üstü açıktı. Annemi durumdan haberdar ettim. Annem komşumuz Ali Usta’yı çağırdı. Ali Usta kuyunun üstüne tahtadan bir kapak yaptı. Kilidi taktı. Anahtarı anneme verdi. Böylece kötü bir olay yaşanmadan kuyunun üstü kapatılmış oldu.

    BENİ KOMUTAN SEÇERLERDİ

    Yeni evimiz küçüktü ama bahçesi büyüktü. Bu bahçede komşu çocuklarıyla askercilik oynardık. Askercilik oynarken, beni komutan seçerlerdi. Ben de karşımda hazır ola geçmiş arkadaşlara çeşitli görevler verirdim. Onlar da, emredersin komutanım deyip koşarak uzaklaşırlardı. Üç beş dakika sonra geri gelerek görevi tamamladıklarını söylerlerdi. Daha sonra onları sıraya sokar, uygun adım yürütürdüm.

    Bir gün bize tahtadan tüfekler hazırlayan marangoz Celal Amca oyunumuzu seyretmiş ve anneme:

    ” Zübeyde Hanım, Mustafa’yı askeri okula göndermelisiniz. Kendisi iyi bir komutan adayıdır. ” demiş.

    YARALI GÜVERCİN

    Bir gün evimizin bahçesinde kanadı kırık, yaralı bir güvercin buldum. Eve götürdüm. Anneme ve kardeşlerime gösterdim. Güvercini veterinere götürdük. Kanadını sardı, iyileşir, dedi. Üç gün güzelce besledim. Dördüncü günün sabahında kafeste cansız yatarken buldum. Çok üzüldüm. Gözyaşları içinde güvercini bahçenin bir köşesine gömdüm. Seni hiç unutmayacağım, güvercin, dedim. Aradan yıllar geçti ama ben o güvercini unutmadım.

    SELANİK ŞAMPİYONU

    Mustafa, Şemsi Efendi Okulu 4. sınıfa giderken beden eğitimi dersinde öğretmeni sınıfa koşu yarışması yaptırdı. Okul etrafında iki tur atılacak ve birinci olan okul çapında yapılacak koşuda sınıfını temsil edecekti. İlk turu önde geçen Mustafa ikinci turun ortalarında bitiş çizgisine doğru güçlü adımlarla koşarken, biraz ilerde uçamayan bir yavru kuşun peşinden koşan siyah, kocaman bir kediyi fark etti.

    Mustafa yön değiştirip hızla koşarak yavru kuşu kedinin pençesinden kurtardı. Yavru kuşu severek ve yürüyerek yarışı en sonda tamamlamasına karşın, olayı öğrenen öğretmeninden yavru kuşu kurtardığı için aferin alan Mustafa, yarışı birinci bitiren arkadaşının: “ Hayır, ben birinci değilim. Yarışın birincisi Mustafa’dır. O benden daha hızlı, sınıfımızı benden daha iyi temsil eder “ demesi üzerine öğretmeni tarafından birinci gelmiş sayıldı. On beş gün sonra yapılan koşuda okul şampiyonu olan Mustafa, derslerindeki başarıyı koşuda da gösterecek ve Selanik Şampiyonu olarak bir kupa alacaktı.

    ATATÜRK’ÜN ÇOCUKLUK ANISI: BALIKLARI SUYA ATTIM

    Bir gün Makbule ile Naciye’yi yanıma alarak çiftliğin yakınındaki gölette balık tutmaya gittim. Ben oltayla balık yakaladıkça Naciye ağladı, yalvardı, balıkları suya atmamı istedi. Naciye ağlamasın diye, balıkları suya attım ve erkenden çiftliğe döndük. Zaten hastaydı, hastalığının ilerlemesinden korkuyordum.

    Çiftlikte elimdeki kovanın boş olduğunu gören dayım bana şöyle dedi:
    ” Vay Mustafa , bakıyorum göletteki bütün balıkları yakalamışsın. Bu kadar balık bize çok, yarısını köye verelim. Hani balıklar, oltana yakalanmak için, atılırlardı. Hani avladığın balıkları şanslı sayardın. Giderken bir kova daha istiyordun. Sen önce bu kovayı doldur da sonra ikinci kovayı iste. ”

    Dayım konuşmasına devam edecekti fakat Makbule araya girdi:
    ” Mustafa abim, yakaladığı balıkları suya atmasaydı iki kova dolardı. ”

    Bunun üzerine dayım:
    ” Nee, abin yakaladığı balıkları suya mı attı? Ama neden? ” diye sordu.

    Makbule bu soruya şöyle cevap verdi:
    ” Çünkü Naciye balıklara acıdı ve her balık yakalandıktan sonra ağladı. ”

    Naciye:
    ” Ben ağladım diye abim bir dolu balığı suya attı. ” dedi.

    Dayım:
    ” Affet beni Mustafa.. Durup dururken haksız yere sana laf söyledim. Senin boşa konuşmayacağını anlamalıydım. Yarın ikimiz gideriz balık tutmaya. Yanımıza dört kova alırız. ” dedi. Dayım konuşmasını bitirince bir an Naciye ile gözgöze geldik. Kardeşim yalvaran bakışlarla bana bakıyordu.

    Ertesi gün sabah kahvaltısından sonra dayım çiftlikte beni çok aradı. Bulamazdı tabi ki çünkü samanlığa saklanmıştım. Dayım, Mustafa, Mustafa, nerdesin? diye bağırdıkça yanımdaki Makbule ile Naciye kıkır kıkır güldüler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

okey oyna irc hosting deneme bonusu deneme bonusu veren siteler www.bodyloveinc.com Deneme bonusu veren siteler deneme bonusu bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonusportali.com deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonusal.net Meritking Casino Meritking Meritking Giriş meritkingg.net deneme bonusu en iyi casino siteleri betgit