Başkaldıran İnsan Özet
Albert Camus’un “The Rebel” adlı kitabı, tarihsel bağlamda isyan kavramını analiz eder ve modern hayatta nasıl çerçevelendiğini sorgular. Kitap, yazarın amacıyla başlar – neden insanların tarih boyunca sürekli olarak isyan ettiğini daha iyi anlamak için. Camus, cinayetin hükümet ajanı olarak veya kendi isteğiyle işlenip işlenemeyeceğini merak eder. Bu soru, isyan veya cinayet işleme eyleminin büyük şemada niyetin ne kadar önemli olduğunu keşfetmeye doğal olarak yol açar. Kitabın 1. Bölümünün geri kalanında, Camus isyanın tarihini araştırır, isyanın farklı şekillerde nasıl ortaya çıktığına dair bazı örnekler paylaşır ve isyan ve cinayet kavramlarını daha da birleştirir.
Kitabın 2. Bölümünde, Camus, isyanın nihilizm gibi felsefi teorilerle nasıl ilişkili olduğunu incelemek için İncil, Yunan mitolojisi, Roma tarihi ve Avrupalı filozofların eserlerine başvurur. Nietzsche, hayatın nasıl yaşarsak yaşayalım daha büyük bir anlamı olmadığını açıklamak için nihilizm teorisini ortaya attı. Camus, Tanrı’ya veya kendimizden daha büyük bir güce olan inancı kaybetmenin isyan için bir katalizör olabileceğini analiz eder.
3.Bölüm, Fransız Devrimi’ni ele alır. Camus, isyan ve yolsuzluk teorileri altında önemli kişileri ve durumları ele alır. Her senaryoda, Camus, birinin daha iyi bir gelecek için umudunun pozitiften şiddetliye dönüştüğü zamanı ve her değişimin nedenini sorar. Bu bölüm ilerledikçe, Camus isyanı devrimle karşılaştırır ve isyanın pozitif niyetlerden doğan doğal bir içgüdü olduğunu, devrimin ise farklı bir gruba karşı konuşurken isyan etmekle çelişen bir kalabalık zihniyetinden doğan irrasyonel bir eylem olduğunu savunur.
4.Bölümde, Camus sanatçıları isyancılarla karşılaştırır ve niyetlerinin aynı olduğunu, kendini değerli bir birey olarak ayırmak olduğunu savunur. 5. Bölüm, Camus’u II. Dünya Savaşı sonrası günümüze, yani orta 1950’lere getirir. Bazı ülkeler statükoya dönmeye çalışırken, diğerleri daha önce hiç olmadığı kadar istikrarsız hale gelmiş ve ölüm, günlük hayatın tanınabilir bir parçası haline gelmiştir. Camus, sorgusunu çerçevelemek için savaşı kullanarak, cinayetin hiçbir zaman haklı olup olmadığını tekrar sorar.
Camus kitabı kapatırken, savaş ve devrimlere yol açan grup düşüncesinden arındırılmış saf isyanın dünyayı olumlu yönde ileriye taşıyacağını öne sürer. Savaşta yaralanan ülkelerin acısını unutmamalarını ve iyi niyetlerle bir araya gelmelerini, çürümüş arzular yerine, umar. Camus, insanların neden cinayet işlemeden birlikte isyan edebileceklerine dair örneklerden biri olarak toplu pazarlığı kullanır.