Sapiens Kitap Özeti
Harari’nin çalışması, insan tarihini bir çerçeve içinde ele alır; doğa bilimleri insan etkinliği için sınırlar belirlerken, sosyal bilimler bu sınırlar içinde ne olacağını şekillendirir. Tarih akademik disiplini, kültürel değişimin hesabıdır.
Harari, insanlığın tarihini Taş Çağı’ndan 21. yüzyıla kadar inceleyerek Homo sapiens’e odaklanır. Sapiens’in tarihini dört ana bölüme ayırır:
Bilişsel Devrim (M.Ö. yaklaşık 70.000, davranışsal modernitenin başlangıcı ve Sapiens’te hayal gücünün evrimleştiği zaman). Tarım Devrimi (M.Ö. yaklaşık 10.000, tarımın gelişimi). İnsanlığın Birleşmesi (M.S. yaklaşık 34, insan siyasi organizasyonlarının küreselleşme yönünde kademeli birleşmesi). Bilimsel Devrim (M.S. yaklaşık 1543, objektif bilimin ortaya çıkışı).
Harari’nin ana argümanı, Sapiens’in dünyayı domine etmesinin nedeninin, büyük sayılarda esnek bir şekilde işbirliği yapabilen tek hayvan olması olduğudur. Harari, tarih öncesi Sapiens’in Neandertaller ve birçok diğer megafauna türlerinin yok oluşunun ana nedeni olduğunu savunur. Ayrıca, Sapiens’in büyük sayılarda işbirliği yapma yeteneğinin, tanrılar, uluslar, para ve insan hakları gibi yalnızca hayal gücünde var olan şeylere inanma benzersiz kapasitesinden kaynaklandığını ileri sürer. Bu inançların, ırksal, cinsel veya politik ayrımcılığa yol açtığını ve tamamen önyargısız bir toplumun potansiyel olarak imkansız olduğunu savunur. Harari, tüm büyük ölçekli insan işbirliği sistemlerinin – dinler, politik yapılar, ticaret ağları ve hukuki kurumlar dahil – Sapiens’in kurgu için özgün bilişsel kapasitesine borçlu olduğunu iddia eder. Buna göre, Harari parayı karşılıklı güven sistemi olarak ve politik ve ekonomik sistemleri dinlere benzer olarak tanımlar.
Harari’nin Tarım Devrimi ile ilgili ana iddiası, bu devrimin Sapiens ve buğday ve inek gibi birlikte evrimleşen türler için nüfus artışını teşvik etmesine rağmen, çoğu bireyin (ve hayvanların) yaşamını daha kötü hale getirdiğidir. Çünkü Sapiens çoğunlukla avcı-toplayıcı iken, diyetleri ve günlük yaşamları önemli ölçüde daha çeşitliydi. Kitap boyunca insanların diğer hayvanlara karşı şiddetli muamelesi bir tema olarak işlenir.
İnsanlığın birleşmesini tartışırken, Harari, Sapiens’in tarih boyunca giderek artan bir şekilde siyasi ve ekonomik bağımlılığa doğru ilerlediğini savunur. Yüzyıllar boyunca insanların çoğunluğu imparatorluklarda yaşamış ve kapitalist küreselleşme etkin bir şekilde tek, küresel bir imparatorluk üretmektedir. Harari, para, imparatorluklar ve evrensel dinlerin bu sürecin başlıca itici güçleri olduğunu iddia eder.
Harari, Bilimsel Devrimi, Avrupa düşüncesinde bir yenilik olarak tanımlar; burada seçkinler kendi cehaletlerini kabul etmeye ve düzeltmeye çalışmaya istekli hale gelmiştir. Bunu, erken modern Avrupa emperyalizminin ve insan kültürlerinin mevcut yakınsamasının bir sürücüsü olarak tanımlar. Harari ayrıca, mutluluk tarihi üzerine yeterli araştırma yapılmadığını iddia eder ve günümüz insanlarının geçmiş dönemlerdeki insanlardan önemli ölçüde daha mutlu olmadığını öne sürer. Son olarak, modern teknolojinin genetik mühendisliği, ölümsüzlük ve organik olmayan yaşamı getirerek türün sonunu yakında getirebileceğini tartışarak bitirir. Harari, insanları türler yaratabildikleri için mecazi olarak tanrılar olarak tanımlar.