Simyacı Özet – Simyacı Kitap Özeti
Simyacı Özet, Simyacı Özet Kısa, Simyacı Özet ödev, Simyacı özet kısa ve öz, Simyacı kitabını kısa özeti, simyacı özet uzun, Simyacı Özeti, Simyacı Paulo Coelho özet
* Paulo Coelho*
SİMYACI KİTAP ÖZETİ
Romanın kahramanı Santiago’nun ailesi onu iyi rahip olması için papaz okuluna göndermiştir. Santiago, okula gitmek dışındaki zamanlarda çobanlık yapmaktadır. İspanya’nın Endülüs civarında yaşıyorlardı. Santiago, babasına ait koyun sürüsünü otlatırken okumayı da ihmal etmiyordu.
Santiago, yaşadığı yerden ve Endülüs’ten sıkılıyordu. Gezmek ve yeni, yerler görmek istiyordu. Çobanların da gezgin tüccarlar ve denizciler gibi yeni yerler görmesi gerektiğine inanıyordu. Santiago, Mısır Piramitleri, çöller ve dünyanın diğer yerlerini görmeyi istiyordu. Peder olan babası Santiago’nun da kendisi gibi dindar bir peder olmasını istiyordu. Fakat Santiago hayatını kilisede değil; Dünya’yı gezerek öğrenebileceğini düşünmekteydi.
Santiago, on altı yaşına geldiğinde babasına rahip olmak istemediğini, okuldan ayrılmak ve gezginci olmak istediğini söyler. Peder baba oğlunun bu isteği üzerine ona üç adet altın olan bir kese vererek : ‘ git, kendine bir sürü al ve en iyi şatonun bizim şatomuz ve en güzel kadınların bizim kadınlarımız olduğunu öğreninceye kadar dünyayı dolaş’ der ve oğlunu kutsayarak ona izin verir.
Santiago kendi kaderinin yolculuğuna başlamıştı. Yüreğinin sesini dinlemesi gerektiğini düşünen Santiago evrensel dili ve işaretlerin dilini okumayı öğrenmişti. Yüreğinin götürdüğü yere doğru gidiyordu sırtında bir heybe kitabı ve yamçası (keçeden yapılmış yağmurluk) vardır. Satın aldığı koyun sürüsü ile birlikte ilk gecesini eski, yıkık bir kilise bahçesindeki bir firavun inciri ağacının altında geçirmiştir. Burada uyurken rüyasında Mısır Piramitleri’ne gittiğini ve orada bir hazine bulduğunu gördü. Bu rüyasını falcı bir kadına anlatıp yorumlattı. Falcı kadın, Mısırda bir hazine olduğunu ve o hazineyi Santiago’nun bulacağı şeklinde yorumlar. Kadın Santiago’dan bulacağı hazinenin onda birini kendisine vermesini ister. Bu durum Santiago’nun kafasına pek yatmaz. Bundan sonra rüyalara inanmamaya karar verir ve oradan ayrılarak koyunlarıyla dolaşmaya devam eder.
Koyunlar ne tarafa giderse o tarafa doğru gidiyorlardı. Gittiği yerlerde ilginç ve gizemli şeyler keşfediyordu. Koyunların yiyecek, su ve geceleri güvenlik ihtiyacını karşılayabildikten sonra başka hiçbir şeyi düşünmüyorlardı.
Bir kasabada kitabını okurken yanına yaşlı bir adam oturur. Ondan şarap isteyerek okuduğu kitap hakkında sorular sorar. Çoban Santiago, yanında oturan adamın bilge bir insan olduğunu düşünür. Yaşlı adam, çoban Santiago hakkında çok şey bilmekte veya tahmin etmekteydi. Santiago bu duruma çok şaşırmıştı. Yaşlı adam kendisini Salem Kralı olarak tanıtmıştı. Kral çobana hayatın gizemleri hakkında pek çok şey anlatıyordu. Santiago düşlerini ve amacını bilge krala anlatır. Adam çobana pek çok öğüt verdikten sonra, hayatın gizemleri hakkında vereceği bilgilere karşılık Santiago’dan sürüsünün bir kısmını vermesini ister. Santiago’yu sarayına davet eder ve çobanı sarayında bir teste tabi tutar.
Sarayda yapılan testte Santiago, yemek kaşığının içindeki sıvı yağı dökmeden sarayı gezecek gördüklerini anlatacaktır. Testin amacı: ‘ Mutluluk dünyanın bütün harikalarını görmektir ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan’ Genç, kaşığın içindeki yağın dökmemek için sürekli kaşığa bakarak iki saat sarayda gezer. Kral bahçedeki ağaçlar, duvardaki resimler, odalardaki nadide eserler gibi bazı şeyleri görüp görmediğini sorar. Santiago da ‘hayır’ der. Kral ‘o zaman bir daha gez sarayımı’ der. Bu sefer genç etraftaki güzelliklere dikkatle bakar, sarayı baştan aşağı inceler. Ancak döndüğünde ise kaşıktaki yağ dökülmüştür. Bunu üzerine kral ‘mutluluğun gizimi dünyanın bütün harikalarını görmektir ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan’ der. Etkileyici öyküden çoban, mesajını almıştır. Bir gün sonra tekrar yaşlı adamın yanına giderek ona altı koyun verir. Karşılığında ise Urim ile Tummim adında iki taş alır. Yaşlı adam, çoban Santiago’ya biri beyaz diğeri siyah olmak üzere verdiği bu iki taşın siyah olanı ‘evet’, beyaz olanı ‘hayır’ anlamındadır. ‘Bu taşları başın sıkıştığı zamanlarda kullanırsın ancak kendi kararını kendin vermeye çalış’ temennisiyle verir.
Kral, mutluluğu, ‘Dünya’yı gezmek, farklı yerlerdeki güzelliklerini görmek ancak bu sırada da sorumluluklarını ve yaşamdaki nihai amacını da unutmamak’ olarak tarif etmiştir. Santiago, kralın, kendisine verdiği işaretleri yorumlamaya yarayan taşları ve öğütlerini hiçbir zaman unutmayacaktı.
Santiago, falcı kadın ve yaşlı kraldan aldığı işaretlerden sonra Mısır’a gitmek için önce koyun sürüsünü satar ve yola çıkar. Aklında burada bulacağı hazine vardır. Afrika’nın bir liman şehri olan Tanca’ya gelir. Tanca onun hayatında yeni dönem oluşturacak, hem dış alem de hem de iç alemde çıktığı yolculuğun önemli bir durağı olacaktır. Tarifa’dan Afrika’ya geçtiğinde ilk gördüğü kahvehaneye girerek Mısır piramitlerine gitmek için yardım ister. Burada kendisini turizm danışmanı olarak tanıtan bir Arap çocuğu ile tanışır. Başladığı yolculuğun amacını ve Mısır’a gitmek istediğini söyler. Çocuk bu yolculuğun zorluklarını dile getirerek Mısır’a gidebilmesi için Büyük Sahra Çölünü geçmek için bir deve satın almak zorunda olduğunu söyler. Santiago, deve almak üzere Arap çocuk ile beraber pazara gider. Fakat çocuk, Santiago’yu aldatarak paralarla birlikte kaçar.
Santiago parasız pulsuz bir şekilde Tanca’nın sokaklarında kalmıştır. Bunun üzerine Santiago para kazanmak için billuriyeci (cam eşyalar satan dükkan) dükkânında çalışmaya başlar. Mısır’a gidebilmek hayalinden vaz geçmemiştir. Oraya gidebilmek için yıllarca çalışmak zorundadır. Billuriyeci ile ilişkileri geliştikçe ikisinin de kişisel menkıbelerinin izinde olduğunun farkına varır. Bu yüzden iyi anlaşırlar. Müslüman ve dindar bir insan olan billuriyeci ise hayatı boyunca Mekke’ye giderek hacı olmak amacındadır. Santiago dükkân sahibine bu amaçlarına ulaşabilmek için daha çok para kazanmalarını gerektiğini anlatır. Dükkâna gelen müşterilere kıristal bardaklarla çay ikram edelim hem bardak satalım hem de çay satalım der.
Bu fikir işe yaramış ve dükkânın gelirleri artmaya başlamıştır. Billuriyeci ile Santiago artık hayallerine kavuşmak ümidine yeniden kavuşmuşlardır. Santiago yeterli parayı kazandıktan sonra yola koyulur. Santiago Mısıra gitmek üzere bir kervancıyla anlaşır. Kervanda farklı ülkelerden piramitlere gitmek isteyen birçok insan vardır. İlk olarak AL-FAYOUM’a gider. Burada kabileler arası savaşlar yaşandığı için daha fazla ilerleyemezler. AL-FOYOUM’da bir kabile reisi tarafından misafir edilirler.
Bu yolda bir İngiliz’le tanışırlar. İngiliz adam da Mısır’a simyacıyı bulmak için gelmiştir. Ancak Simyacı’yı kimse tanımamaktadır Sonra rastladıkları yaşlı bir adama sorarlar. Adam onlara simyacı’ya ulaşmanın zor olduğunu söyler ve onlara geri dönmelerini tavsiye eder. Santiago burada siyah peçeli omzunda testi taşıyan bir kız görür ve ona âşık olur. Kızın ismi Fatima’dır. Fatima’ya aşkını itiraf eder ve ona evlenme teklifinde bulunur. Artık Santiago Fatima’dan başkasını düşünemez. Hayallerini ve yolculuk amacını bu kıza da anlatır. Çöl Kızı delikanlının içsel ve fiziki alemdeki yolculuğunu bırakmasını istemez. Genç kız, Santiago’ya ‘Yüreğinin götürdüğü yere gitmesini’ tembih eder. Ona hayallerini bırakırsa, buraya geliş amacını gerçekleştirmeden kendisiyle evlenirsen hiçbir zaman mutlu olamayacaklarını söyledi.
Santiago İngiliz adamdan Simyacıların kurşunu altına dönüştürdüklerini öğrenmiştir. Santiago, çölden de daha birçok şey öğrenebileceğini düşünerek dikkatli gözlemler yapıyordu. Böyle dikkatli gözlem yapabilmeyi saray içinde kaşıkla yağ taşırken öğrenmişti. Bilge kralın öğütlerini hatırlamıştı. Her gördüğü şeyden ders çıkarma ve her gördüğünü hassas şekilde gözlemleme dersini aklından çıkarmıyordu.
Santiago, son gücüyle yüreğinin söylediklerini, işaretlerin dilini takip ediyordu. İşaretlerin dili ve yüreğinin sesi bu yolculuğuna devam etmesi gerektiğini söylüyordu. Bir sabah AL-fayoum’a bir baskın düzenlenince Santiago güneye doğru yol alır. Burada bir vahanın ortasında tek bir çadırla karşılaşır. Burada Simyacıyı bulur. Simyacı hazineye ulaşmak için Santiago’ya kılavuzluk edecektir. Yola çıkmadan Fatima ile vedalaşır. Mutlaka geri döneceğine dair ona söz verir.
Santiago Simyacıdan evrensel dili ve işaretleri kullanmayı öğrenir. Birlikte bir manastıra varırlar. Burada Simyacının kurşunu altına çevirdiğine şahit olur. Yolun kalan kısmını Simyacıdan aldığı bir parça altınla devam eder. Hazineye çok yaklaştığını hisseder. Yüreğinin onu yanıltmayacağını düşünür. Sonunda o muhteşem Piramitlere ulaşır. Kişisel menkıbesine ulaşırken rastladığı insanlar ve yaşadığı olaylar için Tanrı’ya şükreder. Hazineye ulaşmak için kumulu bütün gece boyunca kazar ama nafile. Oracıkta uyuyakalır. Sonra oraya gelen savaşçı mülteciler Santiago’nun cebindeki altınları alırlar. Mülteciler geri kalan altınların Santiago’nun kazdığı yerde olması gerektiğini düşünerek onu kazmaya zorlarlar. Fakat bir şey çıkmayınca onu döverler. Santiago, ölmek üzereyken mültecilere rüyasında piramitlerin yakınlarında gömülü bir hazine gördüğünü ve onun için İspanya’dan buralara kadar geldiğini söyler. Bunun üzerine mültecilerden biri de ‘Ben de Rüyamda İspanya’ya gitmem gerektiğini, koyunlarıyla yıkık bir köy kilisesinde uyuyan bir çobanı bulup aramam gerektiğini gördüm. Eğer oraya gidip o çobanı bulursam ve firavun incirinin dibini kazarsam gizli bir hazine bulacakmışım. Ama aynı rüyayı iki kez gördüğüm için çölü geçip İspanya’ya gidecek kadar aptal değilim’ der.
Bundan sonra Mülteciler bu rüyaların anlamsız olduğunu düşünerek Santiago’yu serbest bırakırlar. Serbest kalan Santiago, mültecinin sözlerinden bir gerçeği anlamış, Yüreğinin götürdüğü yere kadar gelmiş ve kişisel menkıbesinin neticesine ulaşmıştır. Santiago hayatında aradığı hazinesini bulmuştur. Bu hazine yola çıkmadan öncesi babasının söylediği işte şu sözde gizlidir. ‘Git, kendine bir sürü al ve en iyi şatonun bizim şatomuz ve en güzel kadınların bizim kadınlarımız olduğunu öğreninceye kadar dünyayı dolaş’ Santiago’nun hazinesi meğerse kendi ülkesindedir.
Santiago’nun hazinesi, koyun sürüsü ile birlikte geceyi geçirdiği eski, yıkık bir kilise bahçesindeki firavun inciri ağacı altındadır. İspanya’ya geri döner ve kilise bahçesindeki firavun inciri ağacının altını kazarak içi mücevher dolu bir sandık bulur. Böylece bulmayı arzuladığı hazineye kavuşmuştur. Muhtemelen bundan sonra sevdiği kız, Fatima’nın yanına gidecektir. Zira roman Santiago’nun ‘Geliyorum Fatima, geliyorum ‘ sözleriyle sona ulaşır.
Simyacı Konusu: Bir rüya ile İspanya’dan kalkıp Mısır piramitlerinin dibinde gömülü hazinesini aramaya giden Endülüslü genç bir çoban Santiago’nun maceralarla dolu, masalsı hikayesi.
Simyacı ana fikri: Mutluluğun çok uzaklarda olduğunu düşünür ve oralarda ararız ama mutluluk yanı başımızda olabilir. Hep daha fazlasını, hep ulaşamayacağımızı hayal ederek hemen yanımızdaki hazineleri de göremeyebiliriz.
Simyacı yazarı : Paulo Coelho
Simyacı kaç sayfa: 184
Simyacı yayınevi: Can Yayınları
Simyacı karakterler, Simyacı kahramanlar:
Santiago: Ana karakterdir. Çobanlık yapar. Kitap okur. Bir rüya ile Mısıra giderek rüyada gördüğü hazinenin peşine düşer.
Bilge kral: Santiago’nun yolculuğunda tanıştığı yaşlı adamdır. Bir kral olduğunu söyler. Santiago’yu sarayına götürür. Onu bir testten geçirir.
İngiliz: Santiago’nun yolculuğunda tanıştığı kitap okumayı, ve öğrenmeyi seven bir gezgindir.
Billuriyeci: Santiago’nun parasını kaptırınca yanında çalıştığı kişidir. Camdan eşyalar satan billuriye dükkanı vardır.
Fatima: Santiago’nun yolculuğunda tanışıp aşık olduğu kızdır.
Simyacı: Santiago’nun yolculuğunda tanıştığı kişidir. Ona yolculuğun bir kısmında eşlik eder. Kurşunu altına çevirebilir.
Simyacı KONUSU kısaca, Simyacı Özet İndir, Simyacı anafikri, Simyacı anafikir, Simyacı ana fikir, Paulo Coelho Simyacı, Paulo Coelho Simyacı özet, Simyacı Paulo Coelho özeti, simyacı paulo coelho konusu, paulo coelho simyacı sayfa sayısı, paulo coelho simyacı kahramanları, simyacı roman kahramanları, Kitaptaki Olayların ve Şahısların Değerlendirilmesi, simyacı hakkında bilgiler, simyacı kitap konusu, Ortaokul lise öğrencilerinin okuyabileceği kitap özetleri, lise öğrencilerinin okuması gereken bir kitap özeti, 8. Sınıf Ortaokul öğrencilerinin okuyabileceği kitap özetleri, 9 10 11 ve 12. Sınıf lise öğrencilerinin okuması gereken bir kitap özeti,
çok uzun